Türkiye’de 15 Temmuz’da yaşanan hain darbe girişiminin yakın tanıklarından 15 Temmuz Derneği Başkanı İsmail Hakkı Turunç, demokrasiyi ortadan kaldırmayı amaçlayan o korkunç geceyi anlattı.
15 Temmuz’da yaşananların sadece askeri bir darbe girişimi olmadığını, aynı zamanda demokrasiye, hukuk devletine ve milletin egemenliğine yönelik bir tehdit ile karşı karşıya kalındığını ifade eden Turunç, DÜNYA’nın sorularını yanıtladı.
15 Temmuz sürecini sizden dinleyebilir miyiz?
O gece iki noktada bulundum. Büyükşehir Belediye Meclis üyesiydim. Darbeciler AK Parti İl Binasını çevirmişlerdi. Biz oraya geçtik. Bir çatışma yoktu. Çatışmanın İBB’nin önünde olduğu söylendiğinde Saraçhane Başkanlık Binasına geçtim. Orada birçok kardeşimiz şehit oldular. 57-58 kardeşimiz de gazi oldu. Hadiseler gerçekten üzücüydü. İBB’nin bir hastanesi vardı. Hastaneye 100-150 metre kadar yaklaştığımda yerlerde şehitlerimizin ve gazilerimizin kanları vardı. Zorunda kaldığımız için kanların üzerine basa basa hastaneye girdik. Şehitlerimiz geride kalan milyonlara ders vererek gittiler.
Demokratik bir ülkede böylesi bir darbe girişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
15 Temmuz darbe girişimi, demokratik bir ülke için kabul edilemez ve vahim bir olaydır. Demokrasi, halkın iradesinin yönetim şekline yansıdığı bir sistemdir ve bu tür girişimler halkın iradesine yapılmış bir saldırıdır. Türkiye, 15 Temmuz’da sadece askeri bir darbe girişimiyle değil, aynı zamanda demokrasiye, hukuk devletine ve milletin egemenliğine yönelik bir tehdit ile karşı karşıya kalmıştır. Bu girişim, milletin birlik ve beraberlik içinde direnişi ve kararlılığı sayesinde bertaraf edilmiştir. Türk halkının gösterdiği bu kararlılık, demokrasinin ne kadar güçlü ve değerli olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır.
Emperyalist güçlerin aparatı olarak kalkıştılar
Sizce bu darbeye yeltenenler böyle bir olaya nasıl girişti?
15 Temmuz darbe girişimine yeltenenler, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensuplarıdır. Bu örgüt, yıllar boyunca devletin çeşitli kademelerine sızarak kendisine bağlı unsurları kritik pozisyonlara yerleştirmiştir. Bu unsurlar, örgütün lideri Fetullah Gülen’in talimatları doğrultusunda hareket etmiş ve darbe girişimini planlamışlardır. Fetullah Gülen ve örgütü emperyalist güçlerin aparatı olarak bu hain darbe girişimine kalkışmışlardır.
Bu kişiler, örgütsel bağlılık ve ideolojik motivasyonları nedeniyle böyle bir girişimde bulunma cesaretini bulmuşlardır. FETÖ’nün uzun yıllar boyunca yürüttüğü sistematik propaganda ve beyin yıkama faaliyetleri, mensuplarını fanatik bir şekilde örgüte bağlamıştır. Ayrıca, örgütün devlet içerisindeki gücüne ve dış desteklerine olan inançları da bu cesareti artırmıştır. Ancak, halkın büyük bir cesaret ve kararlılıkla sokaklara çıkıp demokrasiye sahip çıkması, darbecilerin planlarını bozmuş ve başarısızlığa uğratmıştır. Bu durum, milletin iradesine ve demokrasinin gücüne olan inancın ne kadar kuvvetli olduğunu göstermiştir.
Yaşananlar karşısında darbe girişiminin başarısız olması sizce neye dayanıyor?
15 Temmuz darbe girişiminin başarısız olmasının birkaç temel nedeni vardır:
1-Halkın Direnişi ve Kararlılığı: Türk halkı, darbe girişimine karşı büyük bir cesaretle sokaklara çıkarak demokrasiye sahip çıkmıştır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla milyonlarca insan, tankların ve silahların karşısında durarak darbecilere karşı direniş göstermiştir.
2-Siyasi Liderliğin Birlikteliği: Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer siyasi liderler, darbe girişimine karşı birlik içinde hareket etmişlerdir. Bu siyasi birliktelik, darbenin meşruiyet kazanmamasını ve halkın direnişine büyük bir moral desteği sağlamıştır.
3-Medyanın Rolü: Medya organları, darbe girişimini anında halka duyurarak darbecilerin iletişim kanallarını kapatma girişimlerini boşa çıkarmıştır. Özgür basının anında ve doğru bilgilendirmesi, halkın hızlı bir şekilde örgütlenmesine ve direnmesine yardımcı olmuştur.
4-Güvenlik Güçlerinin Desteği: Polis teşkilatı ve ordunun büyük bir kısmı, darbecilere karşı meşru hükümetin yanında yer almıştır. Güvenlik güçlerinin darbecilere karşı koyması, darbe girişiminin başarısız olmasında kritik bir rol oynamıştır.
Halk, demokrasiye inancını cesaretle ortaya koydu
Halkın milli duruşunu ve yaklaşımını nasıl buluyorsunuz?
Darbe girişiminin ardından Türk halkının gösterdiği milli duruş ve yaklaşım son derece etkileyici ve takdire şayandır. Halk, demokrasiye olan inancını ve iradesini büyük bir cesaretle ortaya koymuştur.
Aynı bakış açısıyla sivil toplum kuruluşlarının duruşunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Demokratik bir ülkede sivil toplum kuruluşlarının darbe girişimine karşı sergilediği duruş, demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün korunması açısından son derece önemlidir. Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişimi sırasında sivil toplum kuruluşları da aktif bir şekilde hareket etmiş ve demokratik değerlere sahip çıkmışlardır.
Vatanı için sokaklara dökülen halkımız için neler söylemek istersiniz?
Türk milletinin 15 Temmuz’da sergilediği kahramanca duruş, gerçekten tarihe geçecek bir olaydır. Vatanı için sokaklara dökülen insanlar, canlarını hiçe sayarak demokrasiye ve milletin iradesine sahip çıkmışlardır. Şehitlerimiz ve gazilerimiz ise bu direnişin en büyük sembolleridir; onların fedakarlığı ve cesareti, Türkiye’nin birlik ve beraberlik içinde ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha göstermiştir.
Benzer kahramanlık örnekleri tarih boyunca çeşitli ülkelerde görülmüş olsa da, Türkiye’deki 15 Temmuz direnişi özellikle halkın silahsız ve barışçıl bir şekilde demokratik değerleri savunma çabası açısından benzersizdir. Sokaklarda tanklara karşı duran insanlar, birçok ülkenin demokrasi mücadelesine ilham vermiş ve dünya genelinde büyük saygı uyandırmıştır.
Şehitlerimiz ve gazilerimiz adına söylenecek en önemli şey, onların fedakarlıklarının asla unutulmayacağı ve Türkiye’nin gelecek nesillerine miras olarak bırakacakları en değerli armağan olduğudur. Onların anısını yaşatmak ve onların yolundan gitmek, Türkiye’nin demokrasi ve özgürlük mücadelesini sürdürme kararlılığımızı göstermek için önemlidir.
Darbelere dur diyen Türkiye’yi bu hain girişimden sonra nasıl bir gelecek bekliyor?
15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türkiye, birçok açıdan önemli dönüşümler ve etkilerle karşı karşıya kalmıştır. Genel olarak, Türkiye’nin 15 Temmuz sonrası geleceği, demokrasiye, adalet ve refaha dayalı bir yönelim içermelidir. Darbe girişimi, ülkenin demokratik kurumlarını güçlendirmek ve toplumsal bütünlüğü pekiştirmek adına bir fırsat olarak değerlendirilebilir, ancak bu süreçte yapılacak doğru adımlar önemlidir.